Uzmanların görüşü, Çin arabaları hakkındaki efsaneleri çürüttü. Ana efsaneleri ve gerçek eksiklikleri ele alıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde büyük bir analitik ajans, Çin otomotiv endüstrisi ürünlerinin kalitesi hakkında vatandaşlar arasında yapılan son anketin sonuçlarını yayınladı. Herkesin için sürpriz olmayacak şekilde, Çinli arabalar hakkında halk arasında geleneksel olarak farklı şeyler söylenmektedir.
Gerçekleştirilen anket, esas olarak basit otomobil sahiplerinin değil, piyasa katılımcılarının – otomotiv dünyasının profesyonellerinin – katılımıyla ilginçtir. Piyasa durumunu 'ortalamanın biraz üzerinde' bilen vatandaşlar oldukları kolayca tahmin edilebilir.
İki ifade de Çinli arabalar hakkında son derece popüler efsanelerdir. Ancak, uzman topluluğu temsilcileri, tüm stereotipler arasında, bu iki efsanenin en ikna edici ve olası olduğunu düşünüyorlar. Yaklaşık %62'si, Çin markalarının ürünlerinin Çin piyasasına göre gerçekten daha pahalıya satıldığını düşünüyor. Bazı durumlarda fiyat farkı 2-3 katına çıkabilir.
Çinli arabaların alım sonrası hızla değer kaybettiğine inanılırken, bu çok daha az uzman tarafından paylaşılmaktadır. Yine de, bu konuda en az %44'ü görüş belirtti. Kesinlikle, %62 ve %44 hala 'daha çok evet, hayırdan ziyade' tarzında kesin bir ifade için yeterli değildir. Yine de, elde edilen sayılar o kadar yüksektir ki, nihai karar alma sürecinde en azından bu tür iddiaları göz ardı etmemek gerekir.
Ankete katılan uzmanların yaklaşık %31'i, Çinli arabaların tamiratında yedek parça sorunları yaşandığını ve bu tür tamiratların maliyetinin arttığını belirtti. Piyasa katılımcılarının yaklaşık %29'u Çin'den gelen araçlarda güvenilmez elektronik ve elektrik donanımından şikayet etti. Son olarak, uzmanların %26'si, Çin ithalatının genel 'dökülme' eğiliminde olan kalitesiz gövdeler ve paslanmadan bahsetti.
Böylece, uzman camiasının kaliteye olan tavrının karmaşık olduğu söylenebilir. Görünüşe göre, burada birçok şey marka ve model yelpazesi ile ilgilidir. Bir yandan %25-35 değerler, Çinli arabaların hurda olarak yaftalanmasına izin vermez. Öte yandan, üçte bir oranındaki memnuniyetsizlik hâlâ ciddi bir göstergedir.
Otomobil meraklıları arasında, Çinli arabaların çarpışma testlerinden geçmediği ve belirtilen güvenlik standartlarına uymadığına dair birçok hikaye dolaşmaktadır. Ancak, yapılan anketin sonuçlarından çıkan verilere göre, uzman topluluğu bu iddialara pek inanmıyor. 'Çinlilerin' açıkça güvensiz olduğuna inananların sayısı sadece %13. Ayrıca, uzmanlar bu gibi söylentilerin çoğu zaman rakip Çinli otomotiv markalarının 'kara reklam' ürünü olduğunu düşünüyorlar.
Benzer bir şekilde plastik kalitesinin değerlendirilmesi durumudur. Ahali arasında çok yaygın çok sayıda hikaye Çinli otomobillerin iç mekanlarında sık sık plastik kokması ve gıcırtı çıkaran plastik hakkında mevcuttur. Ancak, bu görüşe de uzmanların çoğunluğu katılmıyor. Bununla ilgili yalnızca %10'u aynı görüşte, ki bu da bir kez daha böyle bir stereotipi Çinli iş dünyasının başlattığına dair bir düşünce uyandırıyor.
Son olarak, araştırmada en ilginç olan sorulardan biri, Çinli otomobil sanayisi ürünlerinin dünya düzeyinde yer aldığı ve tüm bahsedilen problemlerin mit olduğuna dair bir iddiadır. Maalesef uzmanlar bu görüşü paylaşmıyor. Sadece %10'u Çin ürünlerinin Avrupa, Güney Kore ve Japonya'dan araçlarla aynı seviyede olabileceğini kabul etmeye hazır.
Bu soruda bu kadar düşük oy oranı, normal sürücülerin Çin ürünlerine yönelik tutumları hakkında yapılan sayısız anket sonucunda genellikle doğru orantı göstermektedir. Son yıllarda sürücüler sürekli olarak aynı tabloyu dosyaya döktüler, ki bu da özetle şöyle tarif edilebilir: 'Oldukça iyi, ama eğer mümkünse – zaten alıştığım ithal arabaya geri dönerim'.